Turkish Vocabulary
Click on letter: GT-Google Translate; GD-Google Define; H-Collins; L-Longman; M-Macmillan; O-Oxford; © or C-Cambridge
GT
GD
C
H
L
M
O
a
GT
GD
C
H
L
M
O
accepted
/əkˈsep.tɪd/ = ADJECTIVE: kabul edilen, makbul, tanınan;
USER: kabul edilen, kabul, kabul edilir, kalabilir, alınır
GT
GD
C
H
L
M
O
activities
/ækˈtɪv.ɪ.ti/ = NOUN: faaliyetler, etkinlikler;
USER: faaliyetler, etkinlikler, faaliyetleri, faaliyetlerini, faaliyetlerinin, faaliyetlerinin
GT
GD
C
H
L
M
O
advertising
/ˈadvərˌtīz/ = NOUN: ilan, reklâmcılık, duyurma;
ADJECTIVE: reklâm, reklâmcılık ile ilgili;
USER: ilan, reklam, Reklamcılık, Advertising, reklamcılığı
GT
GD
C
H
L
M
O
alfa
= NOUN: alfa otu;
USER: alfa,
GT
GD
C
H
L
M
O
alpine
/ˈæl.paɪn/ = ADJECTIVE: yüksek dağlar ile ilgii;
USER: alp, Alpine, dağ, alpin
GT
GD
C
H
L
M
O
and
/ænd/ = CONJUNCTION: ve, ile, de;
USER: ve, ile, ile
GT
GD
C
H
L
M
O
argos
= USER: argos, argos'ait, argos in, argos adlı, ile argos
GT
GD
C
H
L
M
O
automobile
/ˌôtəmōˈbēl/ = NOUN: otomobil, araba;
USER: otomobil, otomotiv, bir otomobil, araba
GT
GD
C
H
L
M
O
be
/biː/ = VERB: olmak, var olmak, bulunmak, tutmak, durmak, mal olmak, anlamına gelmek;
USER: olmak, olabilir, olması, olarak, olduğu, olduğu
GT
GD
C
H
L
M
O
before
/bɪˈfɔːr/ = ADVERB: önce, önceki, karşı, önde;
PREPOSITION: önce, önünde, önüne, evvel, huzurunda, karşısında, önde;
CONJUNCTION: önce;
USER: önce, öncesi, daha önce, önceki
GT
GD
C
H
L
M
O
box
/bɒks/ = NOUN: kutu, sandık, kulübe, loca, şimşir, yumruk, televizyon, şamar;
VERB: kutuya koymak, yumruk atmak, kutulamak, sandığa koymak;
USER: kutu, kutusu, kutusunda, kutusunu, kutusuna
GT
GD
C
H
L
M
O
brochure
/ˈbrəʊ.ʃər/ = NOUN: broşür, kitapçık;
USER: broşür, broşürü, broşürde, broşürün, broşürünü
GT
GD
C
H
L
M
O
by
/baɪ/ = PREPOSITION: tarafından, göre, ile, yoluyla, kadar, vasıtasıyla, yanında, kenarında, başında, yanından, yakınında, yakınından, yolundan;
ADVERB: yakın, geçecek biçimde, geçişli biçimde, bir kenara;
USER: tarafından, göre, ile, by, edenler tarafından
GT
GD
C
H
L
M
O
cabriolet
/ˈkabrēəˌlā/ = NOUN: kabriyole, üstü açılabilir araba;
USER: kabriyole, cabriolet, Cabrio'nun, Cabrio, kabriole
GT
GD
C
H
L
M
O
campaign
/kæmˈpeɪn/ = NOUN: kampanya, sefer, seferberlik, savaş, mücâdele;
VERB: savaşmak, kampanyaya katılmak, sefere çıkmak, adaylığını koymak, mücâdele vermek;
USER: kampanya, kampanyası, kampanyanın, kampanyasının, kampanyayı
GT
GD
C
H
L
M
O
car
/kɑːr/ = NOUN: araba, otomobil, kabin, vagon, yolcu bölümü;
USER: araba, arabayı, araç, el araba, otomobil
GT
GD
C
H
L
M
O
cars
/kɑːr/ = NOUN: araba, otomobil, kabin, vagon, yolcu bölümü;
USER: araba, el araba, el, arabalar, el aramayı
GT
GD
C
H
L
M
O
chez
GT
GD
C
H
L
M
O
collaboration
/kəˌlæb.əˈreɪ.ʃən/ = NOUN: işbirliği, işbirlikçilik, birlik;
USER: işbirliği, işbirliğini, işbirliğinin, birlikte, işbirliğiyle
GT
GD
C
H
L
M
O
compact
/kəmˈpækt/ = ADJECTIVE: kompakt, yoğun, sıkı, özlü, öz, kısa ve etkili;
VERB: sıkıştırmak, sıkılaştırmak, yoğunlaştırmak;
NOUN: sözleşme, anlaşma, pudralık, küçük araba;
USER: kompakt, kompakt bir, küçük, compact, yoğun
GT
GD
C
H
L
M
O
concept
/ˈkɒn.sept/ = NOUN: kavram, fikir, görüş, mefhum, tasavvur, hayal etme;
USER: kavram, kavramı, kavramını, konsepti, konsept
GT
GD
C
H
L
M
O
coup
/kuː/ = NOUN: darbe, askeri darbe, hükümet darbesi, başarılı vuruş;
USER: darbe, darbesi, darbenin, darbesinin, darbesinden
GT
GD
C
H
L
M
O
cx
GT
GD
C
H
L
M
O
d
/əd/ = NOUN: re, geçer not;
USER: d, Ge, B, M
GT
GD
C
H
L
M
O
del
GT
GD
C
H
L
M
O
design
/dɪˈzaɪn/ = NOUN: dizayn, proje, model, tasarı, plan, taslak, amaç, komplo, niyet;
VERB: tasarlamak, dizayn etmek, kastetmek, modelini çizmek, planlamak, komplo kurmak, stilize etmek;
USER: dizayn, tasarım, tasarımı, tasarlamak, tasarıma
GT
GD
C
H
L
M
O
designer
/dɪˈzaɪ.nər/ = NOUN: tasarımcı, desinatör, modacı, modelist, stilist, düzenbaz kişi, dalavereci kişi;
USER: tasarımcı, tasarımcısı, tasarım, tasarımcının, designer
GT
GD
C
H
L
M
O
director
/daɪˈrek.tər/ = NOUN: yönetmen, müdür, yönetici, direktör, idareci, yönetim kurulu üyesi, orkestra şefi, koro şefi;
USER: yönetmen, müdürü, direktörü, yönetmeni, yöneticisi
GT
GD
C
H
L
M
O
education
/ˌed.jʊˈkeɪ.ʃən/ = NOUN: eğitim, öğretim, öğrenim, terbiye, eğitimbilim;
USER: eğitim, eğitimi, öğretim, eğitimin, eğitime
GT
GD
C
H
L
M
O
espace
= USER: espace, Uzay,
GT
GD
C
H
L
M
O
experience
/ikˈspi(ə)rēəns/ = NOUN: deneyim, tecrübe, olay, yaşam, pratik, hayat;
VERB: yaşamak, denemek, tecrübe etmek, başından geçmek, maruz kalmak, görmek;
USER: deneyim, deneyimi, bir deneyim, tecrübesi, tecrübe, tecrübe
GT
GD
C
H
L
M
O
ext
/ɪkˈspresɪdʒ/ = USER: ext, dahili, HARİCİ
GT
GD
C
H
L
M
O
exterior
/ɪkˈstɪə.ri.ər/ = ADJECTIVE: dış, harici, dış kaynaklı, dış ülkelerle olan;
NOUN: dışarı, dış çekim, dış taraf, dış ilişkiler;
USER: dış, Exterior, harici, çikili, dış Cephe
GT
GD
C
H
L
M
O
fiat
/ˈfiː.æt/ = NOUN: emir, hüküm, irade, resmi izin, karar, yetki;
USER: emir, fiat, el Fiat, ikinci el fiat
GT
GD
C
H
L
M
O
followed
/ˈfɒl.əʊ/ = VERB: izlemek, uymak, takip etmek, sürdürmek, sonra gelmek, dinlemek, sonucu olmak, dolayı olmak;
USER: takip, ardından, izledi, sonra, takiben
GT
GD
C
H
L
M
O
for
/fɔːr/ = PREPOSITION: için, amacıyla, dolayı, uygun, göre, karşı, yönünde, doğru, yarayan, sebebiyle;
CONJUNCTION: dolayı, nedeniyle, çünkü, zira;
USER: için, boyunca, for, üzere, üzere
GT
GD
C
H
L
M
O
freelance
/ˈfriː.lɑːns/ = VERB: serbest çalışmak, bağımsız çalışmak;
NOUN: bağımsız yazar, bağımsız politikacı, paralı asker;
ADJECTIVE: bağımsız yazara ait, serbest sanatçı tarafından üretilmiş;
USER: serbest, Freelance, serbest çalışan
GT
GD
C
H
L
M
O
full
/fʊl/ = ADJECTIVE: tam, dolu, geniş, tok, bol, meşgul, öz, etine dolgun, balıketi, elinden gelenin en iyisi, son;
NOUN: doluluk, dolu şey, son had;
VERB: yıkayıp çektirmek, yıkayıp büzmek;
USER: tam, dolu, tam bir, tüm, hizmetlere tam
GT
GD
C
H
L
M
O
future
/ˈfjuː.tʃər/ = NOUN: gelecek, istikbal, gelecek zaman, gelecekte olacak şey, vadeli sözleşme;
ADJECTIVE: gelecek, ilerideki, ileriki, müstakbel, vadeli;
USER: gelecek, gelecekte, gelecekteki, geleceği, geleceğe
GT
GD
C
H
L
M
O
futuristic
/ˌfyo͞oCHəˈristik/ = USER: fütüristik, futuristik, fütüristik bir, futuristic, fütürist
GT
GD
C
H
L
M
O
german
/ˈdʒɜː.mən/ = ADJECTIVE: öz;
USER: Alman, Almanca, german, Almanya
GT
GD
C
H
L
M
O
golf
/ɡɒlf/ = NOUN: golf;
VERB: golf oynamak
GT
GD
C
H
L
M
O
gp
GT
GD
C
H
L
M
O
gt
GT
GD
C
H
L
M
O
hardtop
/ˈhɑːd.tɒp/ = NOUN: kapalı araba, araba metal çatısı;
USER: kapalı araba, Alaşım Jant, bir kapalı araba,
GT
GD
C
H
L
M
O
illustration
/ˌɪl.əˈstreɪ.ʃən/ = NOUN: örnekleme, resim, örnek, çizim, açıklama, tanım;
USER: örnek, resim, örnekleme, illüstrasyon, resimde
GT
GD
C
H
L
M
O
illustrations
/ˌɪl.əˈstreɪ.ʃən/ = NOUN: örnekleme, resim, örnek, çizim, açıklama, tanım;
USER: resimler, çizimler, resim, illüstrasyonlar, resimlerde
GT
GD
C
H
L
M
O
illustrator
/ˈiləˌstrātər/ = NOUN: ressam, çizimleri yapan kimse, tanımlayıcı;
USER: ressam, illustrator, illüstratör, çizer
GT
GD
C
H
L
M
O
in
/ɪn/ = ADVERB: içinde;
PREPOSITION: içinde, olarak, -de, -da, halinde, içine, içeri;
ADJECTIVE: yerinde, iç, içeride, evde;
USER: içinde, olarak, bölgesindeki, yılında, in, in
GT
GD
C
H
L
M
O
interior
/ɪnˈtɪə.ri.ər/ = NOUN: iç, içişleri, içerisi, iç dünya;
ADJECTIVE: iç, dahili, içten, içteki, ülke içi;
USER: iç, İçişleri, iç mekan, interior, içi
GT
GD
C
H
L
M
O
internships
/ˈɪn.tɜːn.ʃɪp/ = NOUN: doktorluk stajı;
USER: stajlar, staj, stajyerlik, stajı, stajları,
GT
GD
C
H
L
M
O
laguna
= USER: laguna, laguna'ait,
GT
GD
C
H
L
M
O
layout
/ˈleɪ.aʊt/ = NOUN: düzen, düzenleme, plan, örtü, kumar masası örtüsü;
USER: düzen, düzeni, düzenini, yerleşimi, yerleşim
GT
GD
C
H
L
M
O
life
/laɪf/ = NOUN: yaşam, hayat, ömür, can, canlı, canlılık;
USER: hayat, yaşam, ömrü, hayatı, hayatın, hayatın
GT
GD
C
H
L
M
O
mobile
/ˈməʊ.baɪl/ = ADJECTIVE: hareketli, seyyar, gezici, oynak, değişken, akışkan, yer değiştirebilen;
NOUN: dengede hareket düzeni;
USER: hareketli, cep, mobil, Mobile, cep telefonu, cep telefonu
GT
GD
C
H
L
M
O
monaco
= USER: monaco, monako, AS Monaco, monaco ve, Bahisler
GT
GD
C
H
L
M
O
mos
/ˌemˈəʊ/ = USER: mos, ecek
GT
GD
C
H
L
M
O
mot
/mō/ = NOUN: nükte;
USER: nükte, MOT, MOTOR, motoru yönetme, Muayene,
GT
GD
C
H
L
M
O
motorcycles
/ˈmōtərˌsīkəl/ = NOUN: motosiklet;
USER: motosiklet, motosikletler, Motorcycles, Motosikleler
GT
GD
C
H
L
M
O
not
/nɒt/ = USER: not-, not, not a, no, not, no, nay, nope;
USER: değil, değildir, yok, olmayan, değildi, değildi
GT
GD
C
H
L
M
O
nov
/nəʊˈvem.bər/ = ABBREVIATION: Kasım
GT
GD
C
H
L
M
O
oct
/ɒkˈtəʊ.bər/ = USER: Ekim
GT
GD
C
H
L
M
O
one
/wʌn/ = USER: one-, one, I, biri, tek, birisi, kimse, bir tane;
PRONOUN: biri, birisi, kimse, olan, kişi;
ADJECTIVE: tek, aynı;
USER: bir, biri, tek, birini, tek bir, tek bir
GT
GD
C
H
L
M
O
p
/piː/ = USER: p, s
GT
GD
C
H
L
M
O
participating
/pɑːˈtɪs.ɪ.peɪt/ = ADJECTIVE: pay alan, kâr paylı;
USER: katılan, katılımcı, katılarak, katılma, katılıyor
GT
GD
C
H
L
M
O
ph
/ˌpiːˈeɪtʃ/ = USER: ph, Tel, faz, pH değeri, pH'ı
GT
GD
C
H
L
M
O
present
/ˈprez.ənt/ = ADJECTIVE: mevcut, bu, şimdiki, hazır, halihazırdaki;
VERB: sunmak, bulunmak, tanıtmak;
NOUN: hediye, armağan, şimdiki zaman, şu an;
USER: mevcut, sunmak, sunuyoruz, ortaya, günümüze
GT
GD
C
H
L
M
O
preview
/ˈpriː.vjuː/ = NOUN: gala öncesi özel gösterim;
USER: önizleme, önizlemesini, izleme, önizlemesi, preview
GT
GD
C
H
L
M
O
programs
/ˈprəʊ.ɡræm/ = VERB: programlamak, programlamak, planlamak, planlamak;
NOUN: program, program, yazılım, yazılım, plan, plan, gösteri, gösteri, yapım, yapım;
USER: programları, programlar, programlarının, programların, program
GT
GD
C
H
L
M
O
project
/ˈprɒdʒ.ekt/ = NOUN: proje, tasarı, plan;
VERB: yansıtmak, tasarlamak, atmak, planlamak, fırlatmak, projesini hazırlamak, iz düşürmek, çıkıntı oluşturmak, çıkık olmak;
USER: proje, projesi, projenin, projeye, projesinin
GT
GD
C
H
L
M
O
projects
/ˈprɒdʒ.ekt/ = NOUN: proje, tasarı, plan;
VERB: yansıtmak, tasarlamak, atmak, planlamak, fırlatmak, projesini hazırlamak, iz düşürmek, çıkıntı oluşturmak, çıkık olmak;
USER: projeler, projeleri, proje, projelerin, projelerinin
GT
GD
C
H
L
M
O
prototype
/ˈprəʊ.tə.taɪp/ = NOUN: prototip, ilk örnek, orijinal, asıl örnek;
USER: prototip, prototipi, prototype, prototipini, prototipin
GT
GD
C
H
L
M
O
r
/ɑr/ = NOUN: R harfi;
USER: r,
GT
GD
C
H
L
M
O
racecar
= USER: yarış arabası, racecar, yarış arabasının, bir yarış arabasının, bir racecar
GT
GD
C
H
L
M
O
racoon
/rækˈuːn/ = NOUN: rakun;
USER: rakun, racoon,
GT
GD
C
H
L
M
O
range
/reɪndʒ/ = NOUN: dizi, çeşitlilik, menzil, alan, sıra, çeşit, erim, saha, silsile, kuzine, atış alanı, otlak, açık alan, ocak;
VERB: dolaşmak, turlamak, dizmek, sıralı olmak, sıra halinde olmak, gezmek, sürtmek, uzanmak, boyunca gitmek, akıp gitmek, doğrultmak, nişan almak, erimi olmak, erişmek, katılmak, bölgede yaşamak, sıralamak, sıralanmak, tarafına çevirmek;
USER: dizi, aralığı, yelpazesi, aralığında, aralık
GT
GD
C
H
L
M
O
reval
GT
GD
C
H
L
M
O
reveal
/rɪˈviːl/ = VERB: açığa vurmak, meydana çıkarmak, gözler önüne sermek, ifşa etmek, belli etmek, esin vermek, ilham vermek, vahiy etmek;
NOUN: pervaz;
USER: açığa vurmak, ortaya, ortaya çıkarmak, açığa, ortaya koymaktadır
GT
GD
C
H
L
M
O
roadrunner
/ˈrəʊdˌrʌn.ər/ = USER: roadrunner, Roadrunner en, The Roadrunner,
GT
GD
C
H
L
M
O
romeo
GT
GD
C
H
L
M
O
run
/rʌn/ = VERB: çalıştırmak, koşmak, yayınlamak, kaçmak, işletmek, yönetmek, kullanmak, koşturmak, yarışmak;
NOUN: koşma, koşu;
ADJECTIVE: kaçak;
USER: çalıştırmak, çalıştırın, çalıştırabilirsiniz, koşmak, Basım, Basım
GT
GD
C
H
L
M
O
running
/ˈrʌn.ɪŋ/ = NOUN: çalışma, koşma, koşu, işletme;
ADJECTIVE: akan, koşan, akar, işleyen, sürekli, cari, arka arkaya, koşarak yapılan;
USER: çalışma, koşu, koşma, çalışan, çalıştıran
GT
GD
C
H
L
M
O
s
= USER: s, ler, lar, temizle, larındaki
GT
GD
C
H
L
M
O
scale
/skeɪl/ = NOUN: ölçek, skala, ölçü, gam, cetvel, pul, terazi gözü, derece, kabuk, tarife, kefe;
VERB: tırmanmak;
USER: ölçek, ölçekli, ölçekte, ölçeği, çaplı
GT
GD
C
H
L
M
O
seat
/siːt/ = NOUN: koltuk, yer, sandalye, oturak, oturacak yer, yuva, oturuş, mevki, pantolon kıçı;
VERB: oturtmak, yerine oturtmak, yerleştirmek, almak, oturağını tamir etmek, oturma yerini onarmak, kıçını tamir etmek;
USER: koltuk, koltuğu, emniyet, seat, koltuğuna
GT
GD
C
H
L
M
O
show
/ʃəʊ/ = VERB: göstermek, gösterilmek, kanıtlamak, sergilemek, görünmek, ibraz etmek, açıklamak;
NOUN: gösteri, gösteriş, şov, teşhir, sergi;
USER: göstermek, göster, gösterin, göstermektedir
GT
GD
C
H
L
M
O
six
/sɪks/ = USER: six-, six, altılı
GT
GD
C
H
L
M
O
societies
/səˈsaɪ.ə.ti/ = NOUN: toplum, topluluk, dernek, sosyete, çevre;
USER: toplumlar, toplumlarda, toplumların, toplumları, toplum
GT
GD
C
H
L
M
O
space
/speɪs/ = NOUN: alan, boşluk, yer, uzay, mekân, aralık, mesafe, ara, espas, açıklık, süre;
VERB: boşluk bırakmak;
USER: alan, boşluk, uzay, alanı, yer
GT
GD
C
H
L
M
O
special
/ˈspeʃ.əl/ = ADJECTIVE: özel, has, özellikli, olağanüstü, ayrıcalıklı;
NOUN: özel indirim, özel baskı, spesiyalite, özel yayın, özel tren, günün yemeği, geçici polis, özel muhabir, özel sayı;
USER: özel, özel bir, özel bir
GT
GD
C
H
L
M
O
spider
/ˈspaɪ.dər/ = NOUN: örümcek, istavroz dişlisi, ayaklı tava, fayton;
USER: örümcek, Spider, örümceğin, örümceği, örümceğinin
GT
GD
C
H
L
M
O
sport
/spɔːt/ = NOUN: spor, oyun, eğlence, sporsever, centilmen, şaka, oyuncak, örnek insan, zevk düşkünü kimse, soyundan farklı özellikler gösteren canlı;
VERB: spor yapmak, eğlenmek, takılmak, şaka söylemek, övünmek, gösteriş yapmak;
USER: spor, Sport, sporu, sporları, sporun
GT
GD
C
H
L
M
O
starck
= USER: starck, Starck'ın,
GT
GD
C
H
L
M
O
study
/ˈstʌd.i/ = NOUN: çalışma, öğrenim, araştırma, inceleme, etüt, tetkik, tahsil;
VERB: incelemek, çalışmak, okumak, araştırmak, öğrenmek;
USER: çalışma, eğitim, incelemek, çalışmak, okumak, okumak
GT
GD
C
H
L
M
O
text
/tekst/ = NOUN: metin, tekst, konu, yazının aslı, İncil'den kısa bölüm;
USER: metin, metni, yazı, metnin, kısa
GT
GD
C
H
L
M
O
the
GT
GD
C
H
L
M
O
to
/tuː/ = PREPOSITION: karşı, göre, -e, -ye, -ya, -e doğru;
USER: karşı, göre, için, etmek, hiç, hiç
GT
GD
C
H
L
M
O
trophy
/ˈtrəʊ.fi/ = NOUN: ganimet, zafer hatırası, av hayvanı başı;
VERB: hayvan başları ile süslemek;
USER: ganimet, kupa, ödül, kupasını, kupasını
GT
GD
C
H
L
M
O
truck
/trʌk/ = NOUN: kamyon, el arabası, takas, değiş tokuş, yük vagonu, trampa, pılı pırtı, ilişki, bostan sebzesi, değersiz eşya, direk şapkası;
VERB: değiş tokuş etmek, takas etmek, mal ile ödemek, alışveriş yapmak, kamyonla taşımak;
USER: kamyon, forklift, arabası, truck, kamyonu
GT
GD
C
H
L
M
O
turin
= USER: Torino, turin
GT
GD
C
H
L
M
O
twin
/twɪn/ = ADJECTIVE: ikiz, çift;
NOUN: ikizlerden biri;
USER: ikiz, twin, çift, iki, çift yataklı
GT
GD
C
H
L
M
O
uno
GT
GD
C
H
L
M
O
v
GT
GD
C
H
L
M
O
vp
/ˌviːˈpiː/ = USER: vp, Başkan Yardımcısı, Başkan, Yardımcısı
GT
GD
C
H
L
M
O
vw
/ˈvʌl.və/ = USER: vw, Volkswagen,
GT
GD
C
H
L
M
O
w
GT
GD
C
H
L
M
O
weekly
/ˈwiː.kli/ = ADJECTIVE: haftalık, haftada bir olan;
ADVERB: haftada bir, her hafta;
NOUN: haftalık gazete, haftalık dergi;
USER: haftalık, Weekly, haftada, hafta, haftada bir
GT
GD
C
H
L
M
O
wheeler
//ˈ(h)wēlər/ = NOUN: tekerlekli araç, koşum atı;
USER: tekerlekli araç, Wheeler, tekerlekli, tekerlekli bir
GT
GD
C
H
L
M
O
wind
/wɪnd/ = NOUN: rüzgâr, hava, yel, esinti, üfleme, nefes, kurma, koku;
VERB: sarmak, kokusunu almak, çevirmek, döndürmek;
USER: rüzgâr, rüzgar, Wind, rüzgarın, Üflemeli
GT
GD
C
H
L
M
O
with
/wɪð/ = PREPOSITION: ile, birlikte, beraber, -li;
USER: ile, sahip, olan, birlikte, ile birlikte, ile birlikte
GT
GD
C
H
L
M
O
without
/wɪˈðaʊt/ = ADVERB: olmadan, olmaksızın, dışarıda;
PREPOSITION: olmadan, dışında, -siz, -sız, -meden;
CONJUNCTION: -medikçe, -meksizin;
USER: olmadan, olmaksızın, olmayan, kalmadan, vermeden, vermeden
GT
GD
C
H
L
M
O
work
/wɜːk/ = NOUN: iş, çalışma, eser, görev, işleme, emek, işyeri, yapıt, meşguliyet;
VERB: çalışmak, işlemek, iş yapmak, işe yaramak, çabalamak, meşgul olmak, başarılı olmak, oynamak, mayalanmak, etkili olmak, seğirmek, oynatmak, koparmak, sızdırmak, işletmek;
USER: çalışma, çalışmak, iş, işe, çalışmaya
GT
GD
C
H
L
M
O
years
/jɪər/ = NOUN: yıl, sene, yaş;
USER: yıl, yaşında, yıllarda, yaş, yıldır, yıldır
GT
GD
C
H
L
M
O
yrs
= USER: yıl, yaş, yrs, yafl
GT
GD
C
H
L
M
O
z
116 words